Mehmet Emir Aksoy
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti: Türk Dünyasının Akdeniz’deki Kalesi 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti: Türk Dünyasının Akdeniz’deki Kalesi 

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti: Türk Dünyasının Akdeniz’deki Kalesi 

Kıbrıs, yalnızca bir ada değildir. Kıbrıs, Türk milletinin Akdeniz’deki namusu, tarih boyunca verilen şehadetlerin ve mücadelenin en çetin hatırasıdır. Kıbrıs, dün olduğu gibi bugün de Türklüğün onurunu korumak, haklarımızı muhafaza etmek ve yarınlarımızı garanti altına almak için stratejik bir mevzidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yalnızca Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk milletinin şeref ve istiklal meselesidir.

Kıbrıs’ta Taviz Yoktur, Verilecek Tek Cevap Güçtür!

Bugün emperyalist güçlerin ve onların maşalarının bölgedeki oyunları açıktır. Kıbrıs’ı Türkiye’den koparmak, Doğu Akdeniz’de Türk varlığını yok saymak isteyenler, unutmasınlar ki burası 1571’de fethedilmiş, 1974’te ise Türk Ordusunun zaferiyle ebedi vatan yapılmıştır. O günden bugüne de kanımızla, canımızla, inancımızla koruduğumuz bu topraklardan asla vazgeçmeyeceğiz.

Türkiye, Doğu Akdeniz’de haklarını yalnızca diplomasi masasında değil, gerektiğinde sahada da savunacaktır. Şunu herkes bilmelidir ki, Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır! Rum-Yunan ikilisi ve onların destekçileri hangi oyunları oynarsa oynasın, Türk milleti ve kahraman Mehmetçik her daim bu davanın savunucusu olacaktır.

KKTC ve Türk Ordusunun Caydırıcı Gücü

Bugün Kuzey Kıbrıs’ta bulunan Türk askeri varlığı, yalnızca Kıbrıs Türklerinin güvenliği için değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki dengeleri Türk Milleti lehine şekillendirmek için hayati bir rol oynamaktadır. KKTC’deki Türk birlikleri, Mavi Vatan’ın sınır bekçileri, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gözüdür. Burada bir Türk askeri varsa, orada Türklük ayaktadır!

Stratejik hesaplamalar gösteriyor ki, KKTC’den kalkan bir F-16, dakikalar içinde İsrail’de, birkaç dakika daha içinde ise İran’da olacaktır. Bu, Türkiye’nin askeri caydırıcılığının ve gücünün en büyük kanıtıdır. Ankara, bölgede her hareketi milimetrik hesaplarla değerlendirmekte, en küçük detaya kadar her ihtimali göz önünde bulundurmaktadır. Türkiye, yalnızca izleyen değil, gerektiğinde müdahale eden bir güçtür! 

Türkiye KKTC’de Deniz Üssü Kurmalıdır!

Bu noktada açık bir gerçeği tekrar vurgulamak gerekir: Türkiye, KKTC’de kalıcı bir deniz üssü kurmalıdır. Bugün Doğu Akdeniz’de haklarımızı savunabilmek için askeri varlığımızı daha da güçlendirmemiz gerekmektedir. KKTC’de kurulacak bir Türk deniz üssü, emperyalistlerin bütün planlarını bozacak ve bölgedeki oyunları boşa çıkaracaktır. Bu üs, sadece bir askeri hamle değil, aynı zamanda KKTC’nin ve Türkiye’nin bölgedeki haklarını garanti altına alan bir irade beyanıdır! 

Denktaş’a Verilen Söz, Kıbrıs Türk’ünün Kaderidir!

2008 yılında tanışma şerefine nail olduğum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, ömrünü bu davaya adamış bir liderdir. O, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk milletinin önünde saygıyla eğilmesi gereken bir kahramandır. O bize Kıbrıs davasını emanet etmiştir. Bugün KKTC’nin diplomatik ve askeri gücünü artırmak, Denktaş’a ve Kıbrıs şehitlerine verilmiş bir sözdür! Bu sözü sonuna kadar tutacak, bu toprakları asla sahipsiz bırakmayacağız! Kıbrıs, Türk milletinin namusudur, namus teslim edilmez!

Kıbrıs Türk’tür ve Türk Kalacaktır!

Reklam Alanı

Bugün Türkiye, Doğu Akdeniz’de haklarına sahip çıkmak, Kıbrıs Türklerinin geleceğini güvence altına almak için sahada ve masada mücadele etmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, mesele sadece diplomasi değildir. Güçlü olan kazanır! Türkiye, askeri ve stratejik üstünlüğünü koruyarak, KKTC’yi bölgesel bir güç merkezi hâline getirmek zorundadır.

Bizim için Kıbrıs davası bir varlık-yokluk meselesidir. Türk milleti olarak bu davayı sonsuza kadar yaşatacak, KKTC’nin ebediyen Türk yurdu olarak kalmasını sağlayacağız! Yaşasın KKTC, yaşasın Türk Milleti!